-
1 bırakmak
опуска́ть оставля́ть пуска́ть* * *1) -i броса́ть, оставля́ть тж. перен. покида́тьaç bırakmak — оставля́ть голо́дным
bir yana bırakmak — оста́вить, отбро́сить
karısını bırakmak — оста́вить жену́, разводи́ться
leke bırakmak — поста́вить пятно́
sigarayı bırakmak — бро́сить кури́ть
2) -i, -e класть, ста́витьçantasını masanın üzerine bıraktı — он бро́сил су́мку на стол
mektubu postaya bırakmak — сдать письмо́ на по́чту
3) -i, -e откла́дывать, переноси́тьseyahatı haftaya bıraktık — мы отложи́ли путеше́ствие на неде́лю
4) -i пуска́ть, отпуска́тьiçeri bırakmak — впуска́ть
serbest bırakmak — вы́пустить на свобо́ду, освободи́ть
5) -i, -e отпуска́ть, отра́щивать (усы, бороду)6) -i, -e разреша́ть, не препя́тствоватьbırakın ben gideyim — разреши́те, я пойду́
bu işi bana bırakın — предоста́вьте э́то де́ло мне
7) -i разг. подвози́ть, подбра́сывать8) -i оставля́ть на второ́й год в шко́ле9) отстава́ть, откле́иватьсяmasanın kaplaması bırakmış — покры́тие стола́ откле́илось
-
2 бросать
atmak,bırakmak,fırlatmak,savurmak; salmak,göndermek; terk etmek,el çekmek* * *несов.; сов. - бро́сить1) atmak; bırakmak; fırlatmak, savurmak ( швырять)броса́ть грана́ты — el bombası atmak / fırlatmak
броса́ть мяч в во́здух — topu havaya fırlatıp fırlatıp tutmak
броса́ть в кого-л. камня́ми — (birini) taşlamak / taşa tutmak
броса́ть я́корь — demir atmak
броса́ть трап — iskele atmak
2) ( выбрасывать) atmak3) ( быстро перемещать) gönderivermek; salmakбро́сить про́тив забасто́вщиков полице́йских — grevcilerin üstüne polis salmak
броса́ть диви́зию в бой — tümeni savaşa sürüvermek
(волно́й) ло́дку бро́сило в сто́рону — dalga kayığı yana sürükleyiverdi
маши́ну броса́ло из стороны́ в сто́рону — araba bir o yana bir bu yana sallana sallana yürüyordu
бро́сить взгляд на кого-что-л. — bir göz atmak, nazar atmak
бро́сить злой взгляд — ters bir bakış fırlatmak
со́лнце бро́сило луч на... — güneş......yi aydınlatıverdi
4) bırakmak, terketmek; el çekmekбро́сить шко́лу — okulu terketmek
бро́сить жену́ — karısını bırakmak
броса́ть кури́ть — sigarayı / tütünü bırakmak
бро́сить воровство́ / ворова́ть — hırsızlıktan el çekmek
он бро́сил все дела́ и прие́хал — işlerini yüzüstü bıraktı, geldi
бро́сить кого-л. на полпути́ — yarı yolda bırakmak
5) в соч.меня́ бро́сило в дрожь — beni bir titreme alıverdi
его́ бро́сило в пот — onu ter bastı
••брось ты э́ту зате́ю! — vazgeç bu sevdadan!
да брось ты?! - Ей бо́гу, пра́вда! — hadi be sen de! - Vallahi doğru söylüyorum!
зря броса́ть де́ньги / деньга́ми — boşuna para savurmak
броса́ть гря́зью в кого-л. — (birine) çamur / zifos atmak
-
3 оставлять
несов.; сов. - оста́витьоста́вь письмо́ на столе́ — mektubu masanın üstüne bırak
оста́вь ве́щи у сосе́да — eşyanı komşuna bırak
у кого́ бы (мне) оста́вить ребёнка? — çocuğumu kime bırakayım / ısmarlayayım?
я, наве́рно, оста́вил чемода́н в ваго́не — bavulu vagonda unutmuşum
кому́ он оста́вил своё иму́щество? — malını kime bıraktı?
оста́вить письмо́ без отве́та — mektubu cevapsız bırakmak
он оста́вил жену́ — karısını bıraktı
оставля́ть следы́ — iz bırakmak
оставля́ть хоро́шее впечатле́ние — iyi bir izlenim bırakmak
оста́вить усы́ — bıyık bırakmak
2) ( задерживать) alıkoymakоста́вить кого-л. на обе́д / обе́дать — yemeğe alıkoymak
оста́вить кого-л. на второ́й год — (sınıfta) bırakmak; döndürmek
3) (сохранять, приберегать) alıkoymak; saklamak; ayırmakоста́вь нам два биле́та — bizim için iki bilet kapat
4) (прекращать, бросать) (vaz)geçmek; el çekmekоста́вь ты э́ту (свою́) привы́чку! — vazgeç sen bu huyundan!
••оста́вить кого-л. в поко́е — rahat bırakmak; kendi haline bırakmak
оста́вить за собо́й пра́во... —......mak hakkını saklı tutmak
не оставля́ть сомне́ния в чём-л. — bir şeyden şüphe bırakmamak
не оставля́ть ме́ста для сомне́ний — şüpheye yer bırakmamak
-
4 laisser
v t1 ne pas prendre bırakmak2 ne pas utiliser almamak3 quitter terketmek4 kaybetmek◊Il a laissé beaucoup d'argent dans cette affaire. — Bu işte çok para kaybetti.
5 confier emanet etmek◊Je te laisse mes affaires, je reviens. — Dönüşte almak üzere eşyamı sana emanet ediyorum.
6 permettre izin vermek◊Ses parents l'ont laissé sortir. — Anne-babası ona çıkması için izin verdiler.
7 laisser tomber bırakmak◊Elle a laissé tomber ses études. — Kız öğrenimini bıraktı.
См. также в других словарях:
bırakmak — i 1) Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak 2) nsz Koymak Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 3) Bir işi başka bir zamana ertelemek Gezmeyi haftaya bıraktık. 4) Unutmak Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım? 5) Bulunduğu yeri veya durumu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TALÂK — Boşamak. Boşanmak. * Bağlı olan bir şeyi çözmek, ayırmak. * Nikâhlı karısını bırakmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kaçırmak — i 1) Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak 2) Bir işi belirlenen zamanda yapamamak Maçı kaçırdım. 3) nsz Zor kullanarak yanında götürmek Kız kaçırmak. 4) Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek Fırsatı kaçırdım. 5) Yararlanamamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük